Sevgili dostum Batmanlı Yavuz Ekinci'nin 21 Mart 2016 Newroz günü, son kitabı 'Günün Birinde' postayla elime ulaştı. BART/ Batman Kültür ve Sanat Derneği adına, Anadolu Kültür olarak yürüttüğümüz Tandem: Kültür Yöneticileri Değişimi Türkiye - Avrupa Birliği Programı'na katılan Yavuz'u tanıdığımda, 'Tene Yazılan Ayetler' romanını yazmayı yeni bitiriyordu. Gürültü etmeden, bu romanını 2010 senesinde yayınlamasının ardından, 'Cennetin Kayıp Toprakları', 'Rüyası Bölünenler' ve son olarak 'Günün Birinde' kitapları geldi. Romanlarının yanı sıra, yine bu yıllar arasında M. Tayfun Aydın'ın ilk uzun metraj filmi olan 'İz (Reç)'', Yavuz'un 'Cennetin Kayıp Toprakları' romanının bir bölümünü oluşturan 'İncir' adlı öyküsünden senaryolaştırıldı; bir çok öyküsü çeşitli yerel ve uluslararası edebiyat dergilerinde ve yazar Murathan Mungan'ın derlediği 'Bir Dersim Hikayesi' gibi önemli öykü kitaplarında yer aldı.
"Gürültü
etmeden" üretimini sürdürmeye devam etti dediysem de, bir çok yazarın şatafatlı tanıtımlar yaptığı yerde son
derece sakin tavırlarla, avucunu kulağına yakınlaştırıp kısık ses tonuyla konuşan
dostumun mizacına atıfta bulundum. Yoksa hem yazıları hem de sokaktaki
eylemleriyle kendisini tanıyınca bize yaşadığımız çağın felaketlerini
nasıl büyük bir gürültüyle anlattığına şahitlik etmemek mümkün değil.

Huzurun yerini tedirginliğe, tedirginliğin ise korkuya bıraktığı, Cevizler Vadisi'nin gözünü karanlığa, kulağını sessizliğe dikerek barbarları beklemeye koyulduğu bir hikaye var elimizde. Bugünlerimizle çok özdeşleşen, içinde bulunduğumuz felaketin gittikçe karanlıklaşan tablosunu masalların gücüyle resmedişini okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Karanlık... Her şeyden önce karanlık vardı. Eskiden karanlık bugünkü gibi insanın kalbinde, ruhunda, yüzünde ve sesinde değildi.
Karanlık evvel zaman önce gecede, kuytu yerlerde, mağaraların
derinliklerinde ceviz ağacının gölgesinde, vadinin ıssızlığında
saklanırdı. (s.35)
Yaşadıklarımıza sadece tanıklık etmek değil, öfkelenmek üzere
başladığım bu blogun ilk yazısını, Yavuz'un yakın bir zamanda bana dediği
sözlerle sonlandırıyorum: Öfke iyidir. Öfkeni besle, lazım olacak!
Dipnot: Beş seneyi aşkın süredir, dönem dönem, ya hayatımıza kattığımız yeni
romanlar ya da okuduklarımızın gücünü yeniden hissetmek için, Yavuz'la
haberleşir, birlikte kitap seçer okuruz. Bizden size, bu yıllara denk düşen, ufak bir okuma
seçkisi gelsin, bol bol "huzursuzlanmalar":
Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa
Öfke - Philipp Roth
Seksek - Julio Cortazar
Hadrianus'un Anıları - Marguerite Yourcenar
Sınırlar Ülkesinde - Sherko Fatah.
Resim 1:Yavuz'la beraber edebiyatçı dostlarımız Deniz Utlu, Mutlu Ergün, Sofia Hamaz, Serkan Türk ve Klauspeter Sachau'yla birlikteyiz @Café Bilder Buch, Berlin (Kasım 2011).
Resim 2: Ekinci, Y. (Mart 2016). Günün Birinde. İstanbul, Doğan Kitap.